21. yüzyılda maalesef çocuklar eskiden olduğu gibi sokakta arkadaşlarıyla oynama ve iletişim kurma şansına sahip değiller. Hızla gelişen şehirleşme, sokak aralarının bile ana caddeler gibi yoğun olması ve buna benzer birçok etken çocukların açık havada ve parklarda güvenilir koşullarda vakit geçirmesine olanak tanımıyor. Gün geçtikçe artan bu güvensiz ortam çocukların boş vakitlerini evde teknoloji ile doldurmalarına sebep oluyor.

Birçok bireyde olduğu gibi çocuklarda da özellikle iletişim eksikliğinden kaynaklanan sıkıntı onları sosyalleşmek için sosyal medya mecralarını kullanmaya yönlendiriyor.

Özünde arkadaş edinmek ve çevrelerini geliştirmek gibi masumane nedenlerle kullanılmaya başlayan sosyal medya platformları kontrolsüz kullanıldığında çocukların gelişimini ve karakterini olumsuz etkileyebileceğinin sinyallerini veriyor.

Son zamanlarda sosyal medyada “fenomen olma” deyimini çocukların ağzından da duymaya başladık. Çocuklar okulda ve girdikleri ortamlarda hangi kanalda ne kadar takipçilerinin olduğunu ve kimin ne zaman ne paylaştığını konuşuyorlar. Bu durum arkadaşlarıyla bir araya geldiklerinde tek konuştukları konu haline geldi. Bunun yanı sıra sosyal medyada karşılaştıkları şiddet içerikli ve yaşlarına uygun olmayan paylaşımların çocukların ahlak ve ruh yapılarını zamanla bozmaya başladığını görüyoruz.

Uzmanların tavsiyesi ebeveynlerin bu konuda hassas olup tamamen yasaklamadan çocukların sosyal medyada harcadıkları zamanı kendi kontrolleri altında tutmaları ve teknolojiye olan ilgilerini kırmadan eğitim ve öğrenmeye yönelik içeriklere sahip sitelere yönlendirmeleri yönünde.

Çocuklar bizim geleceğimizdir ve geleceğimiz siz ebeveynlerin himayesindedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir